|


TUS Stratejileri

TUS. Tıpta Uzmanlık Sınavı. Bir doktorun belki de hayatta girdiği en önemli sınav. Doktor olana kadar girilen sınavlara bakarsak İlköğretim’in sonunda SBS, ya da adı neyse o var. Hangi liseye girdiğin ne iş yapacağını tam olarak belirlemiyor. Üniversite sınavı var. Onun sonrasında ne iş yapacağın aşağı yukarı belli olabilir, ama istersen başka işlere yönelebiliyorsun. Altı yıllık Tıp Fakültesi’nden her mezun olan doktor oluyor, ama kişi istemezse başka işlere yönelebiliyor. Örnek mi? Çok. Mesela yakışıklıysan artist olabilirsin Cüneyt Arkın gibi. Bana ne hep benim dediğim olsun diyorsan hakem olabilirsin Ahmet Çakar gibi. Ya da dedikodu yapmayı seviyorsan yapımcı olabilirsin Erol Köse gibi. Ama uzman olunca iş başka. Hayatının sonuna kadar artık o meslek seni bırakmıyor. Ölene kadar orada çalışıyorsun çoğu zaman. Ama Ferhat Göçer var diyenleri duyar gibiyim. O esas benim örneğim. O kadar ün ve başarıya rağmen hala cerrahiye zaman ayırıyor. Dolayısıyla TUS çok önemli bir sınav…

Ne  kadar süre çalışırsan çalış, sabah ve öğlen  seanslarında girdiğin sınavlar belirliyor kaderini. 3 yıldır çalışıyorsun, ama sınavda performans kötü. Bildiğin halde yapamıyorsun. İşte bunların olmaması için neye dikkat etmek lazım diye düşünüyorsan bu yazı senin için.

Birincisi insan beyni aynı bilgisayarlardaki geri dönüşüm kutusu gibi çalışır. Sen bilgileri yollarsın, ihtiyaç olunca o bilgileri geri çağırırsın. Kafan dağınıksa, başka işlerle çok yoğunsan normalde her gün kullandığın bilgiler bile geri gelemeyebilir. Her gün gördüğün kişinin adını unutman gibi. Dolayısıyla sınava iyi konsantre olman lazım. Diğer sorunları, problemleri sınav sonrasına bırakacaksın. Beyne okuduklarımı bana zamanında geri gönder emrini vereceksin. Bu emirleri beyin her zaman uygulamayabilir. O zaman onu eğiteceksin. Beynin eğitilme yeri ise yapılan deneme sınavlarıdır. Her deneme sınavına girip beyni bu konuda eğitebilirsin. Hepimizin başına gelmiştir. Soru o kadar aşina ki. Cevabı biliyorum. Dilimin ucunda. Ama a dil bir türlü dışarı çıkmıyor. Sonra sınavdan çok sonra tuvalette, ya da yalnız başına düşünürken cevap beliriveriyor. Ben ne yapayım o zaman gelen cevabı? Zamanında gelsene. O  yüzden deneme sınavlarına girip, soruları o ortamda çözmek çok önemli.

Beyni yoracak bir diğer konu hastalık. Hasta olmamaya gayret edeceksin. Doktor olan kişilere hasta olmamak için neler yapılması gerekli olduğunu söyleyecek değil miyim? Hayır öyleyim. Tedbirleri alacaksın. En önemli hastalık üst solunum yolu enfeksiyonu. Bir de sinüzit gibi baş ağrısı yapan bir hastalık tabloya eklenirse geçmiş olsun. Kaldı ki sadece senin hastalığın değil, sınavda aynı salonda sınava girecek kişilerin de hastalığı önemli. Yanında sınava giren arkadaş hasta. Burnu akıyor. Ve mendili yok.  O sesi tahmin edebilirsin. Hangi sesi?  Burun     çekme sesini. Altıncıdan sonra Çin işkencesi. Sanki sadece o ses var salonda. Bir de burundan yeşil sıvının bir içeri, bir dışarı girdiğini görecek olursan. Geçmiş olsun. Dolayısıyla buna da beyni alıştırman gerek. Gene deneme sınavlarında bu alıştırma sağlanabilir.

En önemli 2. hastalık Gastrointestinal Sistem. Az çalışması veya gaz inkontinansı çok sorun değil. En azından senin için. Ortamda kısa süreli kötü bir koku, sonrasında adaptasyon ve kokunun kaybolması. Ama çok çalışması sorun. İshalden bahsediyorum. Sınavda  bazen ishal değilsen de tuvalet seni sıkıştırabilir. Bu nedenle öncelikle sınavdan 1 hafta öncesinden başlayarak yediklerin ve içtiklerine dikkat edeceksin. Dışarıdan salata, lahmacun gibi yiyecekler yasak. Sınavdan sonra ye. Ama öncesinde hayır. Ne olduğu belirsiz gıdalardan uzak duracaksın. Her tedbire rağmen sınavda kaçınılmaz olay gerçekleşmişse salon görevlisine ne masum halini takınarak tuvalete gitmek için izin isteyeceksin. Vermezse 2. aşama en sert halini takınarak, tehditkâr sözlerle izin isteyeceksin. O da olmadıysa bu sefer en masum halinle izin isteyeceksin. O da olmadıysa salon görevlisine oda spreyi yada kolonya gibi koku giderici bir şeyleri olup olmadığını soracaksın ve Gastrointestinal Sistemi rahat bırakacaksın.

Bir diğer konu da mesane doluluğu. Sınavda genelde çok fazla sıkıntı yaratması beklenmez, ama çok sıkıştırırsa soruyu okuduğunda beyin ürinasyondan sonra cevap veririm tarzında cevap yollamışsa çözüm gerektirir. Çözüm şekli Gastrointestinal Sistem’in aksine fazla sıkıntı oluşturmaz. Kuruma nedeniyle sınav sonrası bir şey olmamış gibi davranılabilir. Sınav salonu soğuk ise geçici bir lokal ısınma da sağlanmış olur.

Sınav sırasında başına gelebilecek kötü olaylardan biri de dışarıdan fazla miktarda gürültü gelmesidir. Fenerbahçe yenilmiş olabilir, veya Galatasaray yenmiş olabilir. Zaten Fenerbahçe yenilirse, Galatasaray yenerse olaydır. Ya da toplumsal olaylar çıkmış olabilir. Sınava tam konsantre olmuşken böyle sesleri duyman senin sınav performansını etkileyebilir. Bu nedenle sınava bir kulak tıkacı ile girmek uygun olabilir. Kulak tıkacının en önemli komplikasyonu sınav görevlisinin onu alıcı sanmasıdır. Bu durumda tıkaç hemen çıkartılır, bunu tıkaç olduğu gösterilir ve hatta biraz fazla tepki gösterip sınav görevlisi harpazlanabilir.

Sınav başladığında hangi kitapçık verildiğini mutlaka iyi bir şekilde kontrol edilmeli ve kodlanmalıdır. Başlamak bitirmenin yarısıdır derler. Yalandır. Başlarsın, ama daha bitmesine çok vardır. O sözün doğrusu başlamazsan bitiremezsin şeklindedir. Yani hangi kitapçık olduğunu doğru kodlamazsan sonra neler yaptığın çok da önemli olmaz. Şayet salon görevlilerinden biri daha sınav başlamadı, soruları çözmeyelim, sadece kitapçıklara bakalım şeklinde uyarıda bulunursa hemen bir, iki soruyu çözüp kişisel motivasyonun arttırılması denenebilir.

Benim doğru olduğuna inandığım bir konu daha var. Soru çok basit gözüküyorsa ve “A” seçeneği doğru cevap gibi duruyorsa “E” seçeneğine bakmadan karar vermeyin diye düşünüyorum.

Herkese yarı dolu mesaneli, anal sfinkterlerin mükemmel fonksiyon gösterdiği, mide içeriğinin dışarı çıkmak istemediği, beyindeki geri dönüşüm kutusunun hızlı ve kusursuz çalıştığı bir sınav diliyorum.

Dr. Yunus Nadi YÜKSEK

Bu yazı 22306 defa okundu.


Yazarın diğer yazıları :

Yorum yapın :