|


ŞİMDİ NE OLACAK? Ya da NE OLMALI?
(23 Aralık 2010 Perşembe)

ÖSYM ilk kez farklı bir uygulama yaptı:

2010 Aralık TUS puanları açıklanmadan önce bazı soruları iptal ettiğini duyurdu.

Çünkü; basın, siyaset ve kamuoyundan yoğun baskılar geldi.

Ancak, iptal gerekçesi çok sıra dışı ve düşündürücüydü: “Cevap kâğıtlarının optik okuyucuda okunmasından sonra yapılan ve madde analizi olarak ifade edilen ilk işlemde, tüm adayların sorulara verdikleri cevapların dağılımı incelenmektedir. Bu sayede adayların, özellikle de başarılı adayların cevap olarak farklı seçenekleri tercih ettiği sorular özel olarak yeniden ele alınmakta, soru hazırlayan ve bilimsel açıdan soruları denetleyen akademisyenlere iletilerek soruların yeniden değerlendirilmesi sağlanmaktadır. 12 Aralık 2010 tarihinde yapılan TUS Bilim Sınavında da bu süreç işletilmiş ve optik okuma sonucu yapılan madde analizi ve bilimsel denetçi akademisyenlerin yeniden değerlendirmesi sonucunda…”

Duyuruda; itirazlara değinilmemesi, sonuç açıklama esnasında ek iptallerin olabileceği yönünde bir açık kapı bırakıldığını da düşündürüyor.

Peki ne olacak? Hekimler nasıl hareket etmeli?

Öfkeli değil sükûnetle ve akıllı hareket edilmelidir.

1. Puanların açıklanması beklenmelidir.

2. Yeni iptaller söz konusu olmazsa; olayın ÖSYM tarafından “geçiştirilmek istendiği” kesinlik kazanacaktır.

3. Bu durumu böylece kabullenmek, bundan sonraki tüm sınavlarda aynı hataların tekrar tekrar yapılmasına fırsat tanıyacağı için sağlıklı ve adaletli olmayacaktır. Bu sınav bir dönüm noktası olmalı ve bundan sonraki sınavlar; dağılım, doğruluk, zorluk ve ölçücülük açısından gerçek birer sınav haline gelmelidir. Tatmin edici bilimsel açıklamalar yapılmadığı sürece olayın Danıştay’a açılacak bir “Yürütmeyi Durdurma” davasına dönüşeceği maillerle ÖSYM’ye şimdiden iletilmelidir.

4. Sınavın iptali gibi bir söylem, bu sınava emek harcamış ve plan yapmış herkese ihanet olacaktır. Bu sebeple hukuki yola başvuracak olan herkes sadece “yanlış soruların iptali ve herkes için doğru sayılması” üzerinde durmalıdır.

5. ÖSYM, bu sınavı yapmaya devam etmelidir. Bakanlık ya da üniversitelerin eline düşecek olan bir sınav hekimler için hiç şüphe yok ki daha kötü sonuçlar doğuracaktır. Bu istek ve güven ihtiyacı, her hekim tarafından ÖSYM’ye maillerle iletilmelidir.

6. TUSDATA olarak bugüne kadar tüm resmi makamlar ve ÖSYM nezdinde girişimlerde bulunduk. Ne yazık ki, rakiplerimizin destek yerine köstek olarak, hazımsızlık gösterip, kurumumuzu ve şahsımı ÖSYM ve Cumhurbaşkanlığı’na jurnallemeleri etki düzeyimizi düşürmektedir. Kurum olarak; dava açmak gibi bir irademiz olmayacak ancak hukuki yola müracaat etmek isteyenlere yol gösterici rolümüz devam edecektir. Bu rol; sınavın iptali değil sadece kalan 4 sorunun iptali ile adaletin sağlanması ve sınavın ÖSYM tarafından yapılmaya devamı çerçevesinde sorumluluk bilinci içerisinde olacaktır.

7. Umuyoruz ki; ÖSYM hatayı kabullenir ve adalet sağlanır. Ayrıca bundan sonraki sınavlar daha düzgün ve ölçücü olacak şekilde hazırlanırda gerçekten çalışanlar emeklerinin karşılığını alırlar.

Dr. Sami SELÇUKBİRİCİK

Bu yazı 6714 defa okundu.


Yazarın diğer yazıları :

Yorum yapın :