|


TUS Sınavı En İdeal Nasıl Olmalı?

Her yıl Türkiye’de sayısı 50’yi aşkın tıp fakülteleri yaklaşık 5.000 ila 6.000 doktor mezun vermektedir. Mezuniyet sonrası pratisyen hekimlerin önlerinde iki yol bulunur. Bunlardan ilki Eylül ve Nisan aylarında olmak üzere yılda iki kez ÖSYM tarafından merkezi olarak yapılan Tıpta Uzmanlık Sınavını (TUS) kazanarak bir branş üzerinde asistanlık eğitimine başlamak; diğeri ise TUS2nın başarılamaması durumunda mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmektir.

Sağlıkta Avrupa Birliğine uyum projeleri kapsamında ülkemizde her 2500 kişiye bir aile hekimi istihdam etme kararı alınmıştır. Nüfusumuz göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’de yaklaşık 30.000 Aile Hekimine ihtiyaç vardır. Ancak bugüne kadar TUS’da Aile Hekimliği branşını seçerek ihtisas yapan ve bu dalda uzman olan Aile Hekimliği uzman sayısı birkaç bin ile sınırlıdır. Her yıl iki kez yapılan TUS’ta toplam 500 Aile Hekimliği kadrosu açıldığı göz önüne alınırsa ihtiyaç duyulan Aile Hekimliklerinin tamamlanması uzun bir süre gerektirecektir ve nüfus sayısındaki artışta göz önüne alındığında bu sürenin uzaması muhtemeldir. Bu nedenle açığın kapatılması için pratisyen hekimlerin bir eğitim modülünden geçirildikten sonra Aile Hekimi yapılmaya başlanmış ve açık kapatılmaya çalışılmıştır.

İlki 1987 Eylül ayında uygulamaya konulan TUS ile hekimler merkezi bir sınavdan geçirilerek uzmanlık dalında ihtisas yapmaya hak kazanmaktadırlar.  TUS bilim sınavına girebilmek için yabancı dil yeterliliği aranır. Yabancı Dil yeterliliği için İngilizce, Fransızca veya Almanca dillerinin birisinden Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavında veya Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavında yüz üzerinden en az elli puan almış olmak ya da Yükseköğretim Kurulu tarafından bu puana denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan bir belgeye sahip olmak şarttır. Yabancı dil sınav sonuçları sınav tarihinden itibaren beş yıl süre ile geçerlidir. Bilim sınavı iki Temel Tıp Bilimleri ve Klinik Bilimler sınavı olmak üzere iki aşamada yapılmaktadır. Her iki bölümde 120’şer soru, toplamda 240 soru bulunmaktadır. Temel Tıp Bilimleri Sınavı öğleden önce yapılırken, Klinik Bilimler Sınavı öğleden sonra ayrı bir oturumda yapılmaktadır.

Son yıllarda sınava giren aday sayısının 15.000 civarına gelmesi ve Nisan ayı sınavında2.000 ve Eylül ayı sınavında da 4.000 adayın bir uzmanlık dalına yerleştirilebiliyor olması Tıp Uzmanlık Sınavı’nın seçiciliğini giderek azaltmıştır. Teknik olarak bakıldığında son yapılan sınavlarda en çok tercih edilen branşlar arasında Göz Hastalıkları ve Deri ve Zührevi Hastalıklar için 15.000 aday içerisinde ilk 100 içerisine girmek gerekmektedir. Sınav sonuçlarına bakıldığında 68 ile 69 puan alan 2 aday arasında yaklaşık 150 adayın yer aldığı görülmektedir. Bu iki aday da Göz hastalıkları uzmanı olmak isteseler 69 puan alan bu tercihi kazanabilecek ama 68 puan alan kazanamayabilecektir. Bu kadar dar bir puan aralığında bu kadar çok adayın yer almasının temel nedeni ise sorulan soru dağılımının düzensiz ve soruların bilgi ölçme düzeylerinin yetersiz olmasıdır. Örneğin 240 soru içerisinde dört ana branştan biri olan Kadın Hastalıkları ve Doğum konusundan sadece 12 adet sorunun çıkıyor olması bu dağılımın düzensiz olduğunun en iyi göstergesidir.

Özellikle, yeni Tıp Fakülteleri’nin açılıyor olması ve önümüzdeki dönemlerde yeni mezun sayısının artmasına bağlı olarak sınava başvuracak aday sayısının 20.000 seviyesini aşması beklenebilir. Bu durumda TUS’ta başarılı olmak sadece bilgiyle değil şans faktörlerine de bağlı hale gelecektir.

Tıpta Uzmanlık Sınavı’nın kaldırılması kesinlikle doğru bir yaklaşım değildir. Ancak sınavın daha itina ile hazırlanması ve düzgün bir şekilde edite edilmesi gereği de çok açıkça ortadadır.

Sınavla ilgili ele alınması gereken en önemli nokta soru dağılımının düzenlenmesi olmalıdır. Her ne kadar 1 yıl önce soru sayısı arttırılarak doğru bir adım atılmış olsa da Kadın Hastalıkları ve Doğum gibi ana branş sorularının daha fazla yer verilmesi gerekmektedir. Ayrıca mevcut sistemde sorulan 240 soru adaylar arasındaki farkı ortaya koyamamakta ve aday bir anlık dalgınlık veya dikkatsizlik ile sınavda başarısız olabilmektedir. Ayrıca 6 yıl gibi uzun süren bir eğitimin sadece 240 soru ile ölçülmesi de artık çağdışı kalmış bir uygulamadır. Buna en güzel örnek ABD’de uygulanan ve sürekli çağın gerekliliğine göre yenilenen USMLE sınavıdır. Bu sınav 350 sorudan oluşan Step 1 (Temel Bilimler), 370 sorudan oluşan Step 2 (Klinik Bilimler), 12 hasta modelinden oluşan Step 2 (klinik Beceri) ve 480 sorudan oluşan Step 3 den oluşmaktadır. Bu sınavlardan başarılı olanlar ise Step 2 ve Step 3 sınavına girmeye hak kazanmaktadırlar.

Buna benzer bir sınav aynı şekilde ülkemizde Tıp Uzmanlık Sınavı’nın yerine uygulanabilir. Bir örnek model şu şekilde oluşturulabilir. Her yıl ÖSYM tarafından belirlenecek bir tarihte örneğin Haziran ayının ikinci hafta sonu, merkezi bir sınavla dönem 3’ü tamamlayıp Tıp Fakültesi öğrencileri 250 sorudan oluşan Temel Bilimler sınavına tabi tutulurlar. Bu sınavda başarılı olan öğrenciler Klinik Bilimler sınavına girmeye hak kazanmış olurlar. Temel Bilimler sınavını ilk girişte veremeyen öğrenciler ise takip eden yıllarda bu sınava girerek barajı geçmeye çalışırlar. Klinik bilimler sınavı da 250 sorudan oluşur ve ÖSYM merkezi olarak Eylül ayının ikinci hafta sonunda uygulanır. Bu sınava daha önce Temel Bilimler sınavında başarılı olan ve sınav tarihinde mezun olan veya mezuniyetlerine en fazla 4 ay kalan tüm tıp fakültesi öğrencilerinin katılmasına hak tanınır. Bu sınavda da baraj puanını aşan tüm fakülte öğrencilerine doktorluk diplomaları teslim edilerek Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde pratisyen hekim olarak çalışma hakkı tanınır. Böylece hangi Tıp fakültesinden mezun olursa olsun tüm doktorların asgari bir eğitim noktasına ulaşmaları sağlanmış olacak ve Tıp Fakülteleri arasında da tatlı bir rekabet ortamı oluşturulmuş olacaktır.

Bir uzmanlık dalında ihtisas yapmak isteyen doktorlar daha önce elde ettikleri Temel Bilimler ve Klinik Bilimler puan ortalamalarına göre her yıl ÖSYM tarafından açıklanan kadrolara başvururlar. Preklinik branş seçecek olan adaylar Temel Bilimler ve Klinik Bilimler sınavından elde ettikleri puanlar ile yerleştirilirken; Klinik branş seçmek isteyen adaylar ise Ekim ayı içerisinde 50 hasta modelinden oluşan (25 Dahili Bilimler – 25 Cerrahi Bilimler) son bir sınava tabi tutularak, her 3 sınavda da elde ettikleri puana göre yerleştirilirler.

Böyle bir kapsamlı bir sınavın da kaliteli olabilmesi için soru hazırlayıcıların yapmış oldukları işin bilincinde olması ve gerçekten bir hekimde ne türlü bilgi donanımının olması gerektiğini iyi bilmeleri gerekmektedir. Ayrıca sınavda yer alacak soruların çıkacağı her bölüm için en az 2 en fazla 4 adet dünya tıbbında referans olarak kabul edilen kaynakların da ÖSYM tarafından belirlenmesi ve her dönem sınav kitapçıklarında adayların sorumlu olacakları bu referans kitaplar belirtilmelidir. Sınav sorularının sadece bu kaynaklar referans alınarak hazırlanması tüm soru hazırlayıcılara bildirilmeli ve sorulara gelebilecek itirazlarda sadece ÖSYM tarafından bildirilen bu referans kaynakların dikkate alınacağı da belirtilmelidir. Ayrıca ÖSYM nezdinde öğretim görevlerinden en az 4 yıllığına seçilecek sabit bir editörler kurulu oluşturulmalı ve bu kurul tarafından soru bankasının gerek günümüz tıbbına gerekse ülke gerçeklerine uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir.

Bugün TUS ile yapılmaya çalışılan Türkiye gençlerinin %1-4’lük dilimine giren Tıp Fakültesi öğrencileri arasında 1 gün içerisinde 200 soru sorarak kendi içlerinde %10’luk dilim içine girip uzman olmalarını beklemektir. Bu sistem nedeniyle birçok iyi eğitimli öğrenci ya açıkta kalmakta ya da arzu ettiği uzmanlık dalını seçememektedir. Tüm bu uygulamalar ile ülkemizde daha kaliteli uzman doktorların sisteme girmesi sağlanmış olacaktır.

Türkiye’de daha sağlıklı bir nesil yaratmak için daha kaliteli uzman doktorlar yetiştirmek gerekiyorsa, bunun ilk adımının öncelikle doğru adayları bulmaktan geçtiğini unutmamamız gerekir.

Dr. Cihan ÖZTOPÇU

Bu yazı 21243 defa okundu.


Yazarın diğer yazıları :

Yorum yapın :